Saat: 13:32
Yeni Asya yazarı Kâzım Güleçyüz, AKP'nin içinde biriken kırgınlık ve küskünlükleri birlik beraberlik nasihatlarıyla gidermenin kolay olmayacağı bir tablonun söz konusu olduğunu kaydetti.
Güleçyüz, AKP kadrolarında önemli kırılmalar olduğunu söyledi. İktidar medyasında yer alan açıklamalardan örnek veren Güleçyüz, "Parti seçime böyle bir iç kavgayla giriyor" dedi.
Güleçyüz'ün "AKP’nin içi" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Geçen hafta sonundaki bir beyanında “Son haftada halkla buluşma ve kucaklaşma toplantıları yapmayacağımı kimse söyleyemez” diyerek verdiği işaretin gereğini seçime beş gün kala yapmaya başlayan AKP Genel Başkanı, arada katıldığı “dost buluşmaları”nda içe dönük mesajlar da veriyor.
Meselâ “Üzülerek söylüyorum, kırgınlar ve kırgınlıklar var” ifadeleri, partisindeki rahatsızlığın onun dilinden de ikrarı anlamını taşıyor. “Gün kırgınlıkları derinleştirme değil, kenetlenme ve safları sıkılaştırma günü” gibi mesajlarının etkisi ise sandıkta belli olacak.
Ama konu Erdoğan’ın da gündemine yer bulduğuna göre demek ki durum çok ciddî.
Parti içinde biriken kırgınlık ve küskünlükleri birlik beraberlik nasihatlarıyla gidermenin kolay olmayacağı bir tablo söz konusu.
Bunların bir kısmı “Ne olursa olsun, elimizdeki iktidar gücünü kaybetmemeliyiz” düşüncesiyle askıya alınabilir belki, ama görünen o ki, partideki huzursuzluk ve çekişmenin buraları aşan boyutları var. Gül, Babacan, Davutoğlu örnekleri bunu gösteriyor.
Kadrolarda önemli kırılmalar söz konusu.
Giderek kızıştığı gözlenen bu kavganın dışa vuran işaretlerini, İmamoğlu’na yönelik karalama kampanyaları ile iç hesaplaşmaları eşzamanlı olarak sürdüren iktidar medyasındaki yorumlarda da görmek mümkün.
Bazı örneklere birlikte göz atalım:
* “Eleştiri olabilir, ama doğrucu Davutluk adına düşmana fırsat vermek ve bindiğimiz dalı kesmek mâkul ve meşrudur diyemem.”
* “Bu iklimde büyüyen kimi unsurlar karşı mahalleye mühimmat taşıyan neferlere dönüşüyor. Dava çizgisindeki kırıklar muhalif odaklara hizmet ediyor. Siyasî görüşü AKP ile uyuşmadığı halde hemşehrilik kimliğiyle partinin karar alıcı isimlerine nüfuz eden aktörler öteki mahalleye destek sağlıyor.”
“Muhafazakâr cephede, sahada çarpışanları arkadan vurmak gibi bir eğilim ortaya çıktı. Namuslu numarası yapan namussuzlar... Kendi adamlarınızı asarak karşı tarafa yaranamazsınız. Böyle bir ortamda kendi tarafına vuranlar ya ahmak ya sahtekârdır.”
Siyaseti tam bir savaş ve cephe mantığıyla değerlendiren bu yaklaşım, çatışmacı tavır ve üslûbunu AKP içine de böyle taşıyor.
Parti seçime böyle bir iç kavgayla giriyor.