11.09.2024 / 14:05

Halef R.  VAYIS

Her yer öfke mayınlarıyla dolu…

Öfkenizi nasıl yaşayacağınız sizin tercihinizdir. Ancak tercihiniz sonucu belirliyor…

 

Bu ilginç insani duyguyu, özellikle şu sıralarda azıcık kurcalamakta fayda var. Zira öfke ve onun türevleri olan hiddet, nefret, haset gibi duygu yoğunlukları, günlük hayatımızı işgal etmiş durumda.

Her yer öfke mayınlarıyla dolu…

Öfke ve öfkenin diğer bazı duygularımızla olan ilişkisi üzerine biraz düşünmenin, belki kendimize ve etrafımıza yararı olur…

Öfke ve üzüntü…

Bir grubu üzgün ve öfkeli diye ikiye ayırıp, belli olayların nedenlerini nasıl algıladıklarını araştırmışlar. Sonuç?

Öfkeli insanlar, olayın sorumlusu olarak başka insanları göstermişler. Üzüntülü olanlar ise sorunun kendilerinden kaynaklı olduğunu düşünüyorlarmış. Yaşanan duygunun, olayın kendisinden ziyade, o olayın yorumlanış biçimiyle alakalı olduğu ortaya çıkmış.

Hiddet ve öfke…

Bir araştırmacı:

“Hiddet, öfkeye göre daha güçlü ve otoriter. Hiddet yaşayan kişi, öfkeye oranla kendini daha haklı ve bu yüzden daha üstün görüyor. Yönelttiği hiddet ile kişi veya kurumun daha aşağılık algılanmasını amaçlarken, kendince haklı ve masum görüntüsünü de pekiştirdiği zannına kapılıyor.

Hiddetli kişinin asıl amacı cezalandırmak, böylece bu durumu tekrar yaşamayı engellemek. Kişinin cezalandırma gücü varsa bunu yapar; yoksa hiddet gücenme duygusuna döner.”

Nefret ve öfke…

Dr. Mehmet Şakiroğlu hocamıza kulak veriyoruz: 

“Nefret bir genel öfke halidir. Kişiye veya kuruma yöneltilen öfke zamanla genellenir, her açıdan olumsuz kodlanarak süreklilik kazanır ve nefrete dönüşür. Kişi, herhangi birinin ağzını şapırdatarak yemek yemesinden rahatsız olmazken; nefret ettiği kişinin, ağzını şapırdatmadan yemek yemesi dahi, onu şiddetli öfkelendirebilir.

Bu duyguların bir türevi de intikamdır. Nefret edilen kişi veya kuruluşa zarar vermek, kişinin bir numaralı amacıdır.”

Haset ve öfke…

Hocamız sözlerini sürdürüyor:

“Haset ve öfke arasındaki ilişkiye bakmadan önce, hasetle kıskançlık arasındaki farkı anlatmak isterim. Bizimle duygusal ilişki içindeki birini, üçüncü bir şahıstan, bir rakipten kıskanırız. Haset ise başkalarının sahip olduklarına sahip olmayı, isteme halidir.

Kıskançlık eldekini korumaya yönelikken;  haset başkasının elinde olanı ele geçirmeye yöneliktir.

Haset, kişinin hedefine ulaşamaması ve bunun suçlusu olarak da, o hedefe ulaşmış başkalarını görmesidir. Onların kendisini engellediğini düşünür.”

Uzman Melanie Klein ise hasetin kaynağını biraz daha şekillendiriyor:

“İki türlü haset vardır. Birincisinde, kaybettiğimiz şeyi rakibimizin de kaybetmesini ve bizim seviyemize gelmesini isteriz. İkincisinde ise, kendimizi rakibin seviyesine çıkarmaya çalışırız. Bu, hayranlık temalı daha işlevsel bir hasettir. Ancak hayranlık içeren hasetin, birinci tür haset için bir maske olacağını da unutmamalıyız.”

Öfke ile şiddeti birbirinden ayırmak gerekir. Öfke bir duygu, şiddet ise bir davranıştır. Olumlu kullanılan öfke, başarı için enerji olarak kullanılabilir. Öfkenin kötü ifadesi olan şiddet ise güçlü olmanın değil, güçsüzlüğün işaretidir.

Öfkenizi nasıl yaşayacağınız sizin tercihinizdir. Ancak tercihinizi iyi yapmalısınız.

Hiddete ve şiddete dönüşüp karşınızdakini bertaraf etmeye çalışırken, kendiniz bertaraf olabilirsiniz çünkü...

 

 twitter.com/halefrvayis 

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Üçlü filtre testi… - 06.09.2024
>> Sosyal medya bağımlılığı iletişim çağını tehdit ediyor… - 28.08.2024
>> Savaşı mümkün kılan, kaçınılmaz olduğuna inandırılmamız… - 21.08.2024
>> İnsan nereye koşuyor? - 14.08.2024
>> Adeta zamanın bir çocuğu doğacak… - 07.08.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Her yer öfke mayınlarıyla dolu…
Tüm Yazarlar